Düygü hanım uzun zamandır takip ettiğim harikulâde bir blogun sahibidir. Biyolog kendisi. Tam bir hafta önce, arkadaşlarıyla beraber Türkçe'ye kazandırmaya uğraştıkları bir "Evrim nedir ne değildir" temalı siteyi bahane ederek Din-Bilim karşıtlığı\benzerliği\ilişkisi (artık her neyse) hakkında uzunca bir yazı asmıştı köşesine. Aslında yazı daha çok bu uğraşlarının yoruculuğu, zorluğu, bu tür işlerin nasıl bir tür 'dava'ya dönüşebildiği ve nasıl da 'yaptıklarım bir işe yarıyor mu yoksa boşa mı kürek çekiyoruz?' gibi hisleri ortaya çıkarabildiği üzerineydi ama yazıya yapılan yorumlarda iş oraya sürüklendi. "Sürükledim" demeliyim ya da: Uzun zamandır değinmek istediğim ama çok boyutlu, geniş ve hakkında ahkâm keserken nüanslara azamî dikkat gösterilmesi gereken bir alan olduğundan üşenip (ve korkup) bir türlü kıçımı kaldırıp da başlayamadığım bir konuydu ve Düygü hanımın yazısına uzun ve sıkıcı yorumlar döşenerek başarabildim bunu ancak. Ben kendime gelip bir şeyler karalayıncaya yahut Düygü hanım söz verdiği Din-Bilim-Evrim yazısını yazana -ve ben o yazıya daha da uzun ve daha da sıkıcı yorumlar döşenene- dek bununla yetinelim, sonrasına bakarız...
> Malum yazı: Dünya'yı kurtarmak isteyen kadın ile Göhramon'un sohbetleri
:))))
YanıtlaSil"uzun ve sıkıcı yorumlar..."
Çok ayıp. Oysa ki yazdığınız yorumlar o bloga gelen en harikalardanlar efenim. Günlerdir deneylerden vs öyle yoğunum ki, aklımın bir köşesinde sürekli "bir daha okuyayım da cevap yazayım" var. Ama resmen cevap yazması (Meren'in yorumları da eklenince) bir anlamda literatür taraması yapıp (yorumları okumak) onların bir "review"ını, üstüne de kendi fikirlerimi yazmaya dönüştü (kötü anlamda değil kesinlikle, bir günümü filan ayırasım geldi bu konuda uslamlamak için).
Sözünü ettiğim diğer yazıyı ne zamana yazabileceğim kim bilir. Benim beklemeyip bir tane de siz mi yazsanız acaba? :)
:]
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Yazacağım, yazacağım ama şöyle bir düşününce bu muhtemel yazının muhtemel uzunluğu çok korkutuyor beni. Yanlış anlaşılmaktan ve bir şeyleri atlamış olmak ihtimalinden ölesiye korkan biri olduğum için böyle konularda belki gereksiz derecede uzatıyorum lafı hep. Hem yazsam da "Evrim" gibi daha özelleşmiş bir konuda değil de (beceremem çünkü: "denildiğine göre maymunlardan geliyormuşuz" mu diyeceğim yani? O kısmını size bırakıyorum :] ) genel olarak Din-Seküler Yaşam ilişkisi üzerine yazma niyetim var. Alain bir konu üzerine yazarken bir sayfa kağıdı dörde katlar, söyleyeceklerini oraya sığdırana dek gereksiz cümleleri atar dururmuş; belki ben de katlamaya başlasam iyi olur... :]
Benim yazmayı planladığım yazı zaten çoğunlukla evrim-din etrafında dönecek, o bakımdan zat-ı alilerinizin olaya din-seküler yaşam açısından yaklaşması da pek bir tamamlayıcı olur kanaatindeyim. :)
YanıtlaSilfarukahmet, siz o yazınızı yazın istediğiniz gibi, biz onu Moleschino'da da yayınlayalım, daha geniş bir kitle olarak tartışalım :)
YanıtlaSilÇok enteresan takipçilerimiz var Moleschino'da, umarım bir çok zihin açıcı fikir, düşünce gelecektir.
Selamlar.
Teşekkür ederim, sevinirim. Ama kimbilir belki yazı Moleschino'ya uymayacak kadar kişisel ve ... "taraflı" çıkabilir. Sonuçta bu konuda uzman bir akademisyen filan değilim, eninde sonunda kendimden yola çıkarak yazacağım. "Moleschino'ya uygun yazmalıyım" diye aklıma koyarsam stresten hiç yazamayabilirim --biraz 'high-maintenance'ım galiba :); yazayım, uygunluğuna bilmemnesine sonra karar verilir. O da yazabilirsem...
YanıtlaSil
YanıtlaSilsiber güvenlik Hidroponik
Eğitim Haber